Herkese son kez merhaba. 8 aylık sürecimin son günlerinde bu macerayı sizlerle paylaşmak istiyorum. Hadi, hep beraber neler yaptığımı inceleyelim.
Buraya gelmeden önce, herkese yaptığım işten çok eminmişim gibi davrandım, ama aslında çok fazla korkum vardı. Hayatımda ilk defa yurt dışına çıkıyor olmam dışında bir de yapayalnızdım. Konfor alanımdan çıkıp kültürünü, dinini, dilini bilmediğim bir şehre geldim. Nasıl olacak diye sorduğumda artık geriye dönüp bakıyorum ve aslında ne kadar çok şey başardığımı görüyorum.
Çocuklarla beraber muhteşem duygular paylaştım. Özellikle onlarla farklı dili konuşuyor olmamıza rağmen bu süreçte uzun süreli bir bağ kurmamız benim için çok özel ve anlamlıydı.
Çok güzel yerler gezdim, inanılmaz anlar yaşadım, yemekler yedim, insanlarla tanıştım… Bunların hepsi hayatım boyunca gülümseyerek hatırlayacağım şeyler. Ve bütün bunlar bana daha fazlasını yapma cesaretini verdi.
Farkında olarak ya da olmayarak karakter özelliklerimi keşfettim. Bazen bunları insanlardan duydum, bazen de kendim farkına vardım. Bu süreç, benim sosyal ve profesyonel gelişimime çok fazla katkı sağladı.
Son olarak Zabytkowa Kopalnia Ignacy’de düzenlediğim Türk Kültür Gecesi’nde tanıştığım Türk aile ile akşam yemeği yemeye gittiğimiz Türk restoranında ikram edilen o çay bile benim için çok anlamlıydı çünkü genellikle çay günün sonunda yorgunluğu alsın diye içilir. Bir yandan da o an bitmek üzere olan gönüllülük sürecimin bana bıraktıklarını düşünüyordum. Ve iyi ki bu projeyi kabul ettim, inandığım şeyi kimseyi dinlemeden yaptım, sonra da onların bana inanmasını sağladım.
Böyle bir deneyim yaşadığım için çok mutluyum ve minnettarım. Size verebileceğim en önemli tavsiye, sınırlarınızı zorlamanız, kendinize güvenmeniz ve kimsenin size ne yapmanız gerektiğini söylemesine izin vermemenizdir.
Sevgilerle, Şeyma.