Herkese gönülden bir merhaba, ben Mehmet Ogün ÖZTUNCA. Ege Üniversitesi’nde uluslararası ilişkiler okurken sürekli mezun olunca uzun dönem bir ESC projesine katılmayı istiyordum. İlk korona mezunlarından biri olarak okuluma veda eder etmez bir proje arayışına başladım. Birçok projeye başvurdum fakat sadece Portekiz ve Litvanya’dan kabul aldım. İki proje de istediğim kadar uzun değildi, yalnızca 3 ve 4 aydılar, ama ben geleceğimiz pandemiden dolayı bu kadar belirsizken gitmek istedim.
Rusça çalıştığım için, ayrıca hali hazırda çocuklar üzerine gönüllülük deneyimlerim olduğu ve kendimi başka bir alanda da geliştirmek istediğim için Litvanya projesini seçtim. Çünkü biliyordum ki Litvanya’da belli bir yaşın üstünde olan büyük çoğunluk Rusça konuşabiliyordu ve benim projemin hedef grubu da en az 30 yaşında olan, konaklayacak yeri olmayanlardı.
Projeye kabul edildiğim gibi Pi Gençlik Derneği ile gönderici kuruluş desteği için iletişime geçtim. Kendileri beklediğimden de fazla, profesyonel bir şekilde her bir aşama ile ilgilendiler ve işini iyi bilen ve gönüllü odaklı düşünen bir gönderici kuruluşum olduğunu bana hissettirdiler.
Ev Sahibi Kurumum: Caritas
14 gün kurumumun benim için ayarladığı her imkana sahip bir otel odasında tek başıma karantina sürecini bitirdikten sonra başkent Vilnius’ta yer alan bir sığınma evinde günde 6 saat olmak üzere haftada 5 gün düzenli olarak çalıştım. İlk başlarda binada yer alan tadilat nedeniyle çok fazla eşya taşıma görevi yapıyordum fakat sonrasında asıl görevlerim başladı.
Çalıştığım dernek Caritas, uluslararası bir yardım kuruluşudur. Hatta orada tanıştığım başka ESC gönüllülerinden, onların bazı tanıdıklarının da kendi ülkelerinde Caritas’ta gönüllülük yaptıklarını duydum. Ayrıca, Caritas, gerçekten tüm para ödemelerini zamanında yapmaya özen gösterdi ve hatta korona sebepli ödeme sınırını aştığım uçak biletlerimi dahi karşıladılar. Her sorunumuz ile yakından ilgilendi, gönüllüsünü hiç yalnız ve desteksiz bırakmadı. Hatta diğer gönüllülerle konuştuğuma göre de onlardan biraz daha fazla da ödenek alıyormuşum. Anlayacağınız hiç ilave maddi destek almadan projemi tamamladım.
Nasıl Çalıştım?
Benim çalıştığım sığınma evine çokça kıyafet ve yemek bağışları geliyordu hatta biz de bazen bağış toplamak için süpermarketlerde “Foodbank” adı verilen etkinliklere katıldık. Topladığımız veya gelen bu bağışları depoda sınıflandırıyor ve raflarda düzenliyordum. Gerektiğinde üst kattaki odalara çıkıp, konaklayanlara yatak örtüsü ve yastık gibi ihtiyaçlarını verdim. Benim ise kişisel olarak en sevdiğim görevim giriş kapısının yanındaki odada nöbetçilik göreviydi. Çünkü bu sayede hem projenin hedef kitlesi ile daha çok etkileşime geçebiliyordum hem de önümdeki bilgisayardan Rusça ve Litvanca çalışabiliyordum. Bu görevim sırasında, gelen insanları ne için geldiklerine göre yönlendiriyor, odaların anahtarlarını teslim alıp veriyor, çamaşırhaneye gidecek sakinlerimize yardımcı oluyor ve yemek bağış kutularının düzenli bir şekilde dağıtılması ile ilgileniyordum.
Evsizlere olan önyargının ne kadar yanlış olduğunu anlamamda ve onlar için faydalı olmanın manevi hazzını yaşamamda bu proje bana yardımcı oldu. Aralarında İngilizce konuşanlar da vardı; İngilizce bilmese de sırf benimle iletişime geçmek için 2-3 cümle öğrenip, benimle konuşmaya çalışan da vardı. Benim en sevdiğim ise Tarkan hayranı olan ve sıkça sohbet ettiğim İlona oldu.
Litvanya Halkı ve Yaşamı
Şimdiye kadar gezdiğim 13 ülke arasında halkının bana karşı en yardımsever, en kibar ve en sıcakkanlı olanı kesinlikle Litvanya halkıdır. Gerek çalışma arkadaşlarım olsun, gerek 18 bin nüfuslu küçük kasabanın tren garındaki İngilizce bilmeyen gişe görevlisi olsun ve hatta gerek pasaport polisi olsun hepsi bahsettiğim kadar iyilerdi.
Başkent Vilnius ise, eğer büyük bir şehirden gidecekseniz size oldukça sakin ve küçük bir şehir olarak gelecektir, başkent olmasına rağmen. Ama çok fazla uluslararası öğrenciye sahip bir şehir olmasından dolayı, çok farklı kültürlerin restoranlarına ve farklı kültürlere saygıya ev sahipliği yapıyor. Öyle ki, Uganda’dan Hindistan’a, Belçika’dan Gürcistan’a, Pakistan’dan İskoçya’ya birçok farklı ülkeden insanlar ile tanıştım. Buradan da anlaşılabileceği gibi, gençler arasında İngilizce bilme oranı oldukça yüksek bir ülke Litvanya. Bu sayede hızlı uyum sağlayabilir ve arkadaşlıklar edinerek sosyal hayatına kolayca girebilirsiniz.
ESC-128 Litvanya Projemizin Gönüllüsü “Mehmet Ogün Öztunca”
Pi Gençlik Derneği