Esin, İzmir’ de Ayrılış Öncesi Eğitim Aldıktan Sonra

Üniversitede son sınıftım. Bir an önce hayatıma yön vermem gerektiğini hissettim hep. Gelecek kaygısı, korku gibi karmakarışık duygular içindeydim. İş hayatına girmem gerektiğini biliyordum ama sabah 8 akşam 5, kurallar, kanunlar, prosedürler… Düşünmek bile beni çok korkutuyordu.

Ne yapmalıyım diye düşünürken aklıma arkadaşımın anlattığı AGH programı geldi. Üniversiteyi 1 yıllığına dondurup Fransa’daki bir kreşte gönüllü öğretmenlik yaptığını söylemişti. Yurtdışında gönüllü olmanın hem kişisel gelişim, hem de deneyim edinme açısından çok önemli olduğunu anlamıştım. Bu nedenle ben de gönüllülük yapmaya karar verdim.

Facebook’taki Erasmus+ proje gruplarına üye olup ilgimi çeken projelere başvurdum. Ama yaptığım başvurulara cevap alamıyordum. Bir değil, iki değil, bir sürü başvurum bu şekilde olunca bu gruplara kendimi tanıtan ve yaptıklarımı özetleyen bir gönderi yazdım. Fiziksel engelli olduğumu belirtip bana uygun olabilecek bir gönüllülük projesinde yer almak istediğimi anlattım.

Pi Gençlik Derneği ile bu gruplar sayesinde karşılaşıp iletişime geçtim. Uzun bir süre mailleşerek bana uygun olabilecek bir proje bulmak için ellerinden geleni yaptılar. Ben de proje arayışlarımı sürdürdüm. Ve bir süre sonra tam istediğim gibi, fiziksel engelli katılımcı arayan bir projeye yönlendirildim. Viyana’daki bir gençlik derneğinin ofis ekibinde yer alabilecek ve onlara aktivitelerinde yardım edebilecek birini arıyorlardı. Birkaç gün içerisinde CV ve motivasyon mektubumu hazırlayıp başvurdum.

Maalesef kurumdan gelen ilk cevap olumsuzdu. Bu dönemin dolu olduğunu söylemişlerdi. Ben de yine reddedildiğimi düşünerek hayalkırıklığına uğradım. Çabalayıp hayatımı değiştirememenin verdiği duygu korkunçtu. Bir süre boyunca gelecek kaygım artarak devam etti.

Ama birkaç ay sonra aynı kurum bana tekrar mail attı. Yazdıkları mailde benden çok etkilendiklerini, projenin bir sonraki dönemi için değerlendirmek istediklerini anlatmışlardı. Bu nedenle Skype üzerinden görüşmek istediler ve ben de kabul ettim. Sohbet tadında geçen harika bir görüşmenin ardından beklediğim kabul mailini aldım. Bundan sonraki süreçte Pi Gençlik Derneği bana gönderen kurumum olarak destek verdi. Evrak işlemleri başlatıldı ve ihtiyaçlarıma uygun planlamalar (konaklama, kişisel asistan desteği, vb) yapıldı. Ama projenin Ulusal Ajans tarafından onaylanması gerektiği için bu süreç oldukça uzun sürdü. Yaklaşık 3-4 ay gibi bir süre bekledik dernektekilerle beraber. Projenin onaylandığını öğrendiğim zaman çok mutlu olmuştum.

Esin, Avurturya’ da Ön Hazırlık Ziyaretinde

Ön ziyarette de, proje faaliyetlerimde de zaman su gibi akıp geçti. Ön ziyaret 25-28 Şubat 2019 tarihleri arasında gerçekleşti. Dernekten arkadaşlarım Cihan ve Yunus ile beraber Viyana’ya gidip kurumdakilerle tanıştık ve bize çalışacağım ofisi, kalacağım yurdu, toplu taşımayı, şehirdeki önemli yerleri tanıttılar. Hatta mentörümle ve diğer gönüllülerle de tanıştık. Kısa bir zaman olmasına rağmen dopdolu ve eğlenceli bir deneyimdi. Proje faaliyetlerim ise Mayıs’ta başlayıp Ekim ayında bitti. Haftada 4 gün, günde 6 saat Grenzenlos ofisinde bilgisayar kullanıp ofis işlerinde yardım ettim. Belge düzenleme, liste hazırlama gibi temel görevlerim vardı ama bunlarla sınırlı kalmadı! Her ay benimle ekip toplantısı yapıp aktivitelerimden memnun olup olmadığımı sordular. Ben de onlara memnun olduğumu, ama daha sosyal ve çeşitli aktivitelerde de yer almak istediğimi anlattım. Bu nedenle sosyal medya için grafik tasarımı (poster hazırlama) ve yapılan faaliyetlere gidip bunlarla ilgili rapor, blog yazısı hazırlama gibi görevler de verildi.

Katıldıklarım arasında beni en çok etkileyen ve en sevdiğim faaliyet tiyatro içerikli bir çalışma kampıydı. Dünyanın çeşitli yerlerinden gelen gönüllülere katılıp kendi tiyatro oyunumuzu yaratmak ve üstelik bunu oynamak muhteşemdi. Sahip olduğumuz dayanışma, sahnede olmanın verdiği o ekip ruhu ve mutluluk… Belki de hayatımın en mutlu zamanıydı. O akşam daha dünmüş gibi aklımda.

Sevdiğim diğer bir faaliyet türüyse Ulusal Ajansın sunduğu eğitim seminerleriydi. Avusturya içindeki gönüllülerle biraraya gelip gönüllülük ve kültürel konularda faaliyet yaptığımız birkaç günlük seminerlerdi bunlar. ‘’Gönüllü olmak nedir, ne değildir? Proje sürecimizde beklenmedik bir durum olursa ne yapmalıyız?’’ gibi soruların tartışılıp çözüm bulunmasına açık olduğu bir ortamdı. Böyle bir ortamda bulunup fikirlerimizi özgürce ifade edebilmemiz çok hoşuma gitti.

Gönüllü olmaktan ve Viyana’daki hayatımdan o kadar memnundum ki projemin bitmesini hiç istemedim. Bu nedenle Türkiye’ye dönerken kalbimi orada bıraktım. Bir gün yeniden gelebilmek dileğiyle…

AGH-95 Avusturya (Esin Merdan)

2 thoughts on “Viyana’da 6 Ay ve Yeni Bir Hayata Cesur Adımlar!

  1. Merhaba Esin,
    Gece yarısı bu yazına denk geldim, seni sık sık kendin tanıtan ve proje aradığını söyleyen gönderilerde görüyordum, senin adına inanılmaz mutlu oldum!
    Ve gerçekten tam kendimi sorguladığım, pes etmek üzere olduğum zamanda bana umut oldun.
    Her zaman hayallerine, ideallerine ulaşabilmen dileğiyle.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.