Merhaba, benim ismim Ömer ve 25 yaşındaki bir genç olarak Türkiye’den Galler’e 1 yıllık ESC gönüllülük projesi için gitmiştim. Burada da sizlere Galler’deki bu maceramın beni nasıl değiştirdiğini ve engelliler için bir çeşit yaşam merkezi olan Leonard Cheshire’daki gönüllülük sürecimden bahsetmek istiyorum.
Birleşik Krallık’a Gidiş
Üniversite son sınıftayken karşılaştığım European Solidarity Corps fırsatı ile Manchester’a hiç yurt dışına çıkmamış biri olarak ilk adımımı attım. Yolculuğumun her adımı aslında benim için bir ilkti. İlk kez uçağa binmek, ilk kez yurtdışına çıkmak ve ilk kez İngilizce konuşmak gibi… Yani, bu macera aslında benim için çılgıncaydı, ama yaptım. Önce Konya’dan İstanbul’a giden bir uçağa bindim, sonra İstanbul’dan Manchester’a uçan bir uçağa geçtim. Manchester’da uçaktan indiğimde yaptığım ilk şey Wi-Fi bulmak ve aileme “Şimdi başka bir ülkedeyim!” demek oldu. Daha önce aldığım tren biletimi kullanmak için tren istasyonuna gittim ve uzun bir yolculuktan sonra Colwyn Bay’e vardım. Colwyn Bay beni oldukça soğuk bir şekilde karşıladı ve hem rüzgârlı hem de yağmurlu bir geceydi. Telefonumla arama yapamadığım için orada yaşayan bir gençten taksileri benim için aramasını istedim. Yaklaşık 5-6 görüşmeden sonra, artık hiçbir taksinin beni almayacağını fark ettim ve o sırada benimle proje boyunca ilgilenmesi gereken kişi olan Stephen’ı aradım. Hemen gönüllü olacağım evdeki insanları aradı ve beni almalarını istedi. Yarım saat içinde biri yakın arkadaşım, diğeri sevdiğim bir çalışma arkadaşım olacak 2 kişi beni almak için tren istasyonuna geldi. Gönüllülük maceram, bavullarımı karanlık, yağmurlu bir gecede korku filminden çıkmış gibi hissettiren bir eve taşıdığımda böyle başladı.
İlk Aylar
1 yıl kalacağım yer, çalışacağım yerin 2 üst katıydı ve Covid testi yapılana kadar üst kattaki odalardan birinde kalmaya başladım. Her gün penceremden işe gelen insanları, arabalarını ve manzarayı izlerken, işimin nasıl olacağını merak ettim. Örneğin, bir sabah kapım çaldığında, uykulu bir şekilde cevap vermek zorunda kaldım. Daha önce hiç İngilizce konuşma pratiği yapmamış biri olarak, uykulu olduğumda bile İngilizce konuşmaya çalışmak benim için üstesinden gelmek zor bir süreçti. Ama sonunda tüm karantina dönemini atlattım ve gönüllü olarak çalışmaya başladım. İşimin ilk gününden itibaren doğum günü partisi hazırlamaya başladık ve onlarca engelli insanla iletişim kurmaya başladık. Benden 1 hafta sonra 1 yıl boyunca beraber gönüllü olacağımız Avusturya’dan arkadaşım Lisa da geldi.
Leonard Cheshire’da gönüllü olmak ilk başta benim için biraz zor ve biraz kolay görünüyordu. İşin kolay yanı, engellilerle oyun oynamak ve doğum günlerini kutlamak gibi Etkinlik Odası’nda yaptığım şeylerden kaynaklanıyordu. İşin zor yanı, daha önce engelli insanlarla deneyimi olmayan ve kimseyi anlamayan biri olmamdı. Örneğin, telefonu aradığında kimse telefona cevap vermezse, telefonu elime alırdım ve “Evet, evet, evet…” diyerek sohbeti bitiriyordum. Sonra bana ne dediklerini sorduklarında da cevabım “Bilmiyorum” olurdu. Bilmiyordum çünkü aksanlarından dolayı ne söylediklerini anlamazdım, sadece anlamış gibi yapardım. İlk aylarım Colwyn Bay’de bu şekilde geçti ve benim için deneyim doluydu.
Colwyn Bay’de Yaşam
Kuzey Galler’in kuzey tarafında yer alan Colwyn Bay, aslında büyük ve popüler şehirlerden uzak bir kasabadır. En yakın şehirler Liverpool ve Manchester, ancak bu şehirlere ulaşmak 2 saat sürüyor. Çalıştığım Leonard Cheshire evi, Colwyn Bay’de büyük ve uzun bir tepeye tırmandıktan sonra ulaşılan bir ev, dolayısıyla ilk 6 ayımı burada evde geçirdiğimi söyleyebilirim. Her durumun kendine özgü bir fırsatı olduğunu düşünüyorum ve yaşadığım kasaba dolaşmama izin vermiyorsa bunu nasıl değerlendirebileceğimi düşünerek kendimi İngilizce olarak geliştirmeye karar vermiştim (1 yıl çalışmanın ardından gururla söyleyebilirim ki IELTS sınavından 7 aldım). Gönüllü olarak geçirdiğim zamanın geri kalanında İngilizce okudum ve ilk 6 ayım bu şekilde geçti.
İkinci 6 ayımda İngiltere’yi daha yakından tanımaya çalıştım. İlk olarak gönüllülerden sorumlu kişi olan Michelle’in planladığı Gönüllüler Buluşması ile Cardiff ve Swansea gibi güney şehirlerini görme ve oradaki gönüllülerle tanışma fırsatı buldum. Daha sonra burada tanıştığım gönüllüler arkadaşlarım olacaktı.Sonra Chester, Liverpool ve Manchester gibi Colwyn Bay’e yakın şehirleri ziyaret ettim ve ardından başka şehirlere gitmeye başladım. Bütün bir yılın sonunda, Galler, İskoçya ve İngiltere’deki en önemli veya güzel şehirleri ziyaret etmiştim.
Gönüllüler Toplantısı’ndan sonra 4 gönüllü olarak yaptığımız Oxford gezimizden bahsetmek istiyorum. Hayatımda gördüğüm en güzel yerdi ve Londra, Cambridge ve Edinburgh gibi başka yerlere gitmeme rağmen, hiçbiri benim için Oxford kadar güzel olmadı. Oxford, sokaklarda dans eden insanlardan büyük müzelere kadar heyecan dolu bir üniversiteydi ve ona aşık oldum!
Son
İlk adımı attığımda kalbimin duracağını hissederken, 1 yıl sonra bu yazıyı yazarken yüzümü hüzünlü bir gülümseme kaplıyor. Bilinmeyene yolculuğumda yeni arkadaşlar edindim ve onlarla farklı şehirlere seyahat ettim. Birlikte oynadığımız misafirlerden hayatı nasıl yaşayacağımı, aileme ve sevdiklerime ne kadar önem vereceğimi ve hayatı nasıl seveceğimi öğrendim. Aldığım her nefesin değerli olduğunu ve yaşadığım anın ne kadar değerli olduğunu öğrendim. Bazen temiz hava almak için dışarı çıktığımız engelli insanlardan biriyle yaptığımız sohbetlerde, başlangıçta anlamış gibi davranarak çok şey öğrendim, ancak zamanla sohbete dahil olmaya başladım. Bu nedenle Colwyn Bay, Leonard Cheshire ve gönüllülük beni farklı ve iyi bir insan yaparak gelecek hayatımı şekillendiren 1 yıllık güzel bir macera oldu. Bu maceramda da beni yalnız bırakmayıp ilk adımından son adımına kadar yanımda olan Pi Gençlik Derneği’ne de teşekkür etmem gerekir.
İngilizce dil seviyesi zayif olanlar icin bu programlara katilma imkanı veriliyor mu