Bazı şeyler yaşayarak öğrenilir ve derler ki; öğrenmek hayat boyu süren bir süreçtir. O zaman şöyle bir mottoya ulaşıyoruz, “Bilgi güçtür!”. İşte ben tam da bu düşünceyi destekliyorum.

Kendimi sürekli öğrenmeye, makaleler okumaya ve bilinmezliğin derinliklerine inmeye zorlamak; tarih ve sanattan aşçılığa, çevirmenlikten yazarlığa kadar birçok alanda daha becerikli ve yetenekli bir insana dönüşmeme yardımcı oldu. Bugünlerdeyse kendimi öğrenmeye adadığım yeni bir şey var; girişimcilik. Ancak yeri gelmişken söyleyeyim henüz başlangıç noktasındayım.

Bu yolculuğa başladığım zaman kış mevsimine girmiştik. Aralık ayının sert rüzgarlarıyla birlikte kışın geldiğini hissettiğimde; işi yapmak için gereken teorik bilgileri adeta emiyor, motorlarımı ısıtıyordum. Daha önce küçük bir dijital dergi yayını bile olsa böylesine bir işe öncülük yapabileceğimi hiç düşünmemiştim. Bu basit gibi görünen fikir beni belki de bir uçağın yapabileceğinden çok daha ileriye götürdü. Sadece yaptığım tıklamalar ile milyonlarca olmasa da binlerce insana ulaşabilecek kavramlar ve bakış açıları ile karşılaştım. Bunu aklımda tutarak iş planımı yazdım ve Avrupa Komisyonu tarafından desteklenen Genç Girişimciler için Erasmus (EYE) programına başvurumu gerçekleştirdim. Her şey o kadar sorunsuz geçti ki kısa bir süre sonra kendimi girişimcilik yolculuğumun içerisinde buldum.

Bu süreçte kendimi geliştirmeme olanak sağlayabilecek çeşitli kişilerle birlikte iyi bir iletişim ağı kurmam gerekiyordu. Ayrıca bir dergiyi düzenleme ve yayınlama konusunda bilgi birikimine sahip, bana yardımcı olabilecek uygun bir ortağa ihtiyacım vardı. Neyse ki tertipli ve etkili çalışmalarıyla bilinen Pi Gençlik Derneği ile karşılaştım. Birkaç ay sonra güzel ofislerinde işimi nasıl daha iyi yapabileceğimi onlarla tartışıyor vaziyetteydim. Dahası, İzmir’in yaptığım planlar için ne kadar uygun bir seçim olduğunu anlamıştım. Çalıştığım ofisin hemen yanında olan ilham verici ve motive edici şu heykele bir baksanıza!

İlk ayımda şehir merkezine doğru keyifli yürüyüşler yaptım ve modern, kentsel yaklaşımlarla genç girişimcilerin yaptığı harika çalışmalarla karşılaştım. Bir balık restoranının minimalist tasarımı ya da kahve çekirdeklerinin zenginliğiyle bağdaştırılmış bir kafenin özenle tasarlanmış dış cephesi; bunların hepsi tutku ve özveriyle çalışmalarımızı yaptığımız sürece en uçuk fikirlerimizin bile uygulanabilir ve sürdürülebilir olduğunu düşündürüyor.

İlk haftalarımda Canva, Photoshop ve Illustrator programlarının öğretildiği bazı giriş niteliğinde konuşmalar yapıldı. Bu programların-özellikle de son ikisinin ne kadar karmaşık olduğunu tahmin edebiliyorsunuzdur ancak eğer sizinle bildiklerini paylaşma arzusuna sahip bir mentörünüz varsa bütün bu zorlukları kolayca defedebilirsiniz. Muazzam bir kararlılığa ve hırsa sahip gençlerin bolluğuyla bilinen bu ortamda yer almak bana kendimi güvende hissettiriyor ve eminim ki bu şevkle ilerlemeye devam edersek daha başaracağımız çok şey var. Buradaki öğrenme sürecimin bir parçası olan tasarım alanında yaptığım ilk çalışmalarımdan anlıyorum ki bu dernekle çalışmakla çok doğru bir karar vermişim. 

Dahası, Pi Gençlik Derneği’nin yedinci yıldönümü kutlamalarından tam bir ay önce gelmek benim için güzel bir tesadüf oldu. Adından da anlaşılacağı üzere, bu günü berrak gökyüzünün altında; büyük bir coşku ile cumartesi günü saat 3.14’de kutladık. Yerel Gençlik Dernekleri Ağı (YGDA) olarak isimlendirilen yeni projenin ise gelecek daha nice yedi yılların güzel bir habercisi olarak düşündük. Burada verilmekte olan büyük bir emek var. Onlar sayesinde gençliğe yönelik daha iyi ve daha güçlü politikalara sahip olacağız. Bu mücadelelerinde onlara şans diliyorum.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.