Her şey, modern hayatın yorucu temposuna bir ara verme ve yeniden kendimizle bağ kurma ihtiyacıyla başladı. Bu arayış bizi, 21-28 Eylül 2025 tarihleri arasında Portekiz’de düzenlenen “EmpowerED: Pause. Reflect. Reconnect.” projesine götürdü. Projenin resmi amacı, Estonya, İtalya, Portekiz, Türkiye ve Polonya’dan gelen gençlik çalışanlarına kendi zihinsel sağlıklarını destekleyecek ve tükenmişliği (burnout) önleyecek araçlar sunmaktı. Ancak bu hafta, bir eğitimden çok daha fazlası olacaktı.

Yolculuk ve “İnternetsiz” Çiftliğe Varış

Neredeyse tüm günümüzü alan uzun bir yolculuğun ardından proje koordinatörlerimizin de yardımıyla konaklayacağımız yere ulaştık. Proje öncesinde bize gönderilen bilgi paketinde, çiftlikte internet erişimi olmayacağı belirtilmişti. Organizatörlerin buradaki amacı çok tatlıydı: Bizi bir hafta boyunca sosyal medyadan ve dış dünyanın karmaşasından tamamen koparıp ana odaklanmaya teşvik etmek. Bu sayede hepimiz çevremize “internet olmayan bir yere gidiyorum” diyerek kendimizi hazırlamıştık.

Çiftliğe vardığımızda gece olmuş, hava kararmış ve oldukça soğuktu. Fakat bizi sıcacık bir karşılama ve hazır bir akşam yemeği bekliyordu. Gerçekte, çiftliğin sadece tek bir ortak alanında internet vardı. Bu durum, organizatörlerin niyetini daha da anlamlı kıldı; hem dünyaya tamamen kapalı değildik hem de kendimize verdiğimiz “internetten uzak kalma” sözünü tutabiliyorduk. O gece yemeğin ardından, içinde prizleri olan ve soğuğa rağmen konforlu yataklarıyla bizi şaşırtan dört kişilik glamping çadırlarımıza çekildik.

Doğaya Uyanmak ve Çiftliği Keşfetmek

Gecenin soğuk ve karanlık atmosferinin ardından sabah bambaşka bir dünyaya uyandık. Çadırın kapısını açtığımızda bizi yemyeşil, hayvan sesleriyle dolu, inanılmaz huzurlu bir doğa karşıladı. Sanat ve sürdürülebilirlik yoluyla yaygın eğitime adanmış Quinta das Relvas eko-çiftliğinde olmak harika bir duyguydu. İkinci gün, çiftliğin fikir sahibi ve yöneticisi bize tüm araziyi gezdirerek Quinta das Relvas’ın kuruluş tarihçesini ve misyonunu anlattı. Bu tur, içinde bulunduğumuz mekana daha derin bir bağ kurmamızı sağladı.

İlk günlerdeki tanışma aktivitelerimiz de çok keyifliydi. Hem birbirimizi tanımak hem de güneşli bir alan bulmak için kasabada yürüdük ve orada basit ama etkili oyunlar oynadık. Bu samimi başlangıç sayesinde aramızdaki mesafeler daha ilk günden kalktı.

Projenin Kalbi: Atölyeler, Paylaşımlar ve Farkındalık

Projenin devam eden günleri dinlenme, denge ve hareket temaları etrafında şekillendi. Eğitmenimiz, aynı zamanda bir gençlik çalışanı ve sertifikalı Kundalini yoga öğretmeni olan Eve Aasa, her sabah isteyenlerin katılabildiği yoga seansları düzenledi. Atölyelerde ise tükenmişlik konusunu derinlemesine ele aldık. Bu hislerle tek başımıza mücadele etmediğimizi, aslında ne kadar evrensel bir deneyim olduğunu görmek hepimize iyi geldi. Bazen enerjimizin düştüğü noktalarda araya giren ve “energizer” adı verilen eğlenceli oyunlar ise projenin en keyifli anlarındandı; bizi anında canlandırıp yeniden odaklanmamızı sağlıyorlardı.

Atölyelerdeki en etkileyici çalışmalardan biri, gözlerimizi kapatıp bir ağaç hayal ettiğimiz andı. Bu hayalde ağacın kökleri sahip olduklarımızı, dalları ise hayallerimizi temsil ediyordu. Hayalimizdeki ağacın boyutunu, rengini, kök ve dal dengesini yorumlayarak kendimiz hakkında derin bir farkındalık kazandık.

Kahve molaları ise tam bir kültür festivaline dönüşüyordu. Her ülke, kendi getirdiği yiyecekleri ikram ediyordu. Biz de Türkiye’den götürdüğümüz yaprak sarması, pişmaniye, lokum ve elbette Türk kahvesi ile büyük beğeni topladık. Akşamları ise program bittikten sonra hep birlikte toplanıp kart oyunları oynayarak, sohbet ederek ve hatta dans ederek günün yorgunluğunu atıyorduk.

Anlamlı Bir Veda ve Porto Hatırası

Projenin en dokunaklı anlarından biri son gündü. Herkes, o bir hafta boyunca birbirinde bıraktığı izlenimleri ve iyi dileklerini yazdığı mektupları diğerine verdi. Bu mektuplar, projenin en güzel hatırası olarak yanımızda götürdüğümüz, somut anılara dönüştü.

Maceramız bununla da bitmedi. Ülkelerimize dönmeden önce uçağımıza kadar olan vaktimizi büyüleyici Porto şehrini gezerek değerlendirdik. Bu güzel şehri görmeden dönmemiş olduk. Sonuç olarak “EmpowerED”, bize sadece mesleki araçlar sunmakla kalmadı; aynı zamanda farklı kültürlerden harika insanlarla bağ kurduğumuz, doğayla bütünleştiğimiz ve kendimizi dinlediğimiz dolu dolu bir yenilenme haftası oldu.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.