Merhabalar ben Zeynep. Romanya’da Calafat bölgesinde gönüllüydüm. İlk projem ve ilk yurtdışına gidişim olacaktı. Bu yüzden baya tedirgindim. 40 günlük bir projeydi. Projemizin konusu çocuklarla spor aktiviteleri yapmaktı. İlk haftamız alışma süreciydi ve zorlandım. Ama Calafat’a alışmak beklentimden yüksek oldu diyebilirim. Tüm tedirginliklerim gitti ve iyi ki gelmişim dedim . İlk günlerde çocuklarla hangi oyunlar oynayabileceğimiz öğretildi ve çok eğlenceliydi. İlk yardım dersi de aldık ve bence çok faydalı oldu. Daha sonra ise çocuklarla etkinliklerimiz başladı. Genel olarak çocukların çoğu İngilizce biliyordu ve bu durum beni çok şaşırttı. Dört Rumen arkadaşımız gönüllü olarak vardı. Genelde onlar sayesinde çocuklarla iletişimimiz daha kolay oluyordu. Çocuklarla spor yapmak, oyun oynamak çok zevkliydi. Koordinatörümüz ise çok yardımsever biriydi. Onun sayesinde çocuklarla etkinliklerimiz, Calafat’daki günlerimiz daha güzel geçti diyebilirim.

Benim İngilizcem lisede öğrendiğimiz kadardı. Bu yüzden bu konuda da tedirgindim fakat bu proje takım projesi olduğu için İngilizce ve diğer konularda çok daha güzel geçti diyebilirim. İngilizce az bilmeme rağmen bir şekilde anlaşabildiğimi görünce çok rahatlamıştım. Bazen beden dili bile yetiyordu. İngilizce geliştirmek için bence çok iyi fırsat. Yeşil pasaportum dolmadan kesinlikle başka projelere de gideceğim.

İtalya, Ürdün ve Gürcistan’dan gelen gönüllü arkadaşlarımız vardı. Kültür gecesi yaptık. Kültürel yiyecek, dans, şarkı, slayt hazırladık. Çok güzel bir etkinlik oldu. Dışarıda yaptık ve yerel halk da geldi. Herkes çok meraklıydı ve çok eğlendik. Farklı kültürler, farklı diller, farklı yemekler görmüş oldum. İtalyan arkadaşımız bize tabii ki makarna yaptı ve hayatımda yediğim en iyi makarnaydı. Ekip arkadaşlarımdan kendi dilleriyle ilgili bazı kelimeler öğrendim. Ve zaten neredeyse çoğu Türkçe kelimeler biliyordu. Tarkan’ın Şımarık şarkısı hepsi biliyordu. Çok şaşırdığım bir durumdu bu. Ayrıca Rumenler bir sürü bizim dizilerimizi biliyordu. Bu yüzden sohbet ederken çok fazla konu oluyordu. En çok Romanya kültürü bize benziyor diyebilirim. Özellikle yemekleri ve danslarında benzerlik gördüm. Ayrıca eğlenceyi inanılmaz seven bir millet diyebilirim.

Enerjileri çok güzel. Calafat’da bir gönüllü Rumen arkadaşımız bizi kendi arkadaşlarıyla tanıştırdı. Asla unutmayacağım çok güzel arkadaşlıklar edindim. Onlar sayesinde Calafat’a alıştım ve özlüyorum. İlk hafta çok yabancı hissettiğimiz şehirde üçüncü haftamızda oralıymışız gibi hissettirdiler. Arkadaşlarıma çok minnettarım. Türkiye’yi çok seviyor ve merak ediyorlar. Seneye yaz Türkiye’ye gelecekleri söylediler ve bu durum beni çok mutlu etti. Gönüllü bazı arkadaşlarımızla ve Calafat’da tanıştığımız arkadaşlarımızla hala iletişimimiz devam ediyor. İyi ki gitmişim dediğim bir proje oldu. Fazlasıyla deneyim kazandım. Çok mutluyum kendi adıma. Gitmek isteyen arkadaşlara kesinlikle tavsiye ediyorum.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.