Herkese merhaba. Aktif olarak ülkemde gönüllülük hizmetinde ve çeşitli STK’larında bulundum ve genellikle gençlerin dahil olduğu etkinlikler ve organizasyonlar içerisinde yer aldım. Gönüllü olmayı seviyorum, daha doğrusu güler yüzlü olmayı, paylaşmayı ve yardım etmeyi seviyorum. Gönüllülüğün en güzel yanı iyi dostluklar ve güzel anılar biriktirmektir.

Ben öğrenciyim ve biliyorsunuz ki pandemiden dolayı okullar çevrimiçi eğitime geçti. Uzun süredir aklımda “Work and Travel” vardı. İnternette bununla ilgili araştırma yaparken karşıma “European Solidarty Corps-ESC” gönüllülük programı çıktı. Dikkatimi çekti ve yeterli bilgi aldıktan sonra projelere başvuru yapmaya karar verdim. Çünkü ülkemdeki gönüllük deneyimim oldukça fazla ve bunu kültürü, tarihi, yaşantısı ve dili farklı insanlarla deneyimlemek istedim.

Projelere ilk başta ESC’nin resmi internet sitesinden başvurmaya başladım ve daha sonra sevgili gönderen kuruluşum Pi Gençlik Derneği’ni tanıdım, oradaki projelere de başvurmaya başladım ve Estonya’daki bir projeye kabul edildim. Projeye kabul aldığım günden ve proje varışıma kadar geçen sürede derneğim her zaman yanımda oldu ve olmaya da devam ediyor. Gerçekten bütün ekip harika! Bunu tabii gönderen kuruluşum olduğu için değil, deneyim ve tecrübelerime dayanarak söylüyorum. Özellikle pandemi sürecinde işlerin daha da zor olduğu bu dönemde hiçbir sıkıntı yaşamadım.

Bu blog yazısını yazarken Estonya’daki 12 aylık projemin, 6 aylık kısmını bitirmiş bulunmaktayım. Şu zamana kadar geçen sürede çok güzel deneyimler edindim. Birçok farklı ülkeden yabancı arkadaşım oldu. En güzeli de farklı dil, din, kültür ve yaşam tarzına rağmen onlarla bir şeyler paylaşabilmek, anılar biriktirmek çok güzel bir duygu. Projem, 20 dezavantajlı bireyin kişisel gelişimlerine katkıda bulunmak. Benim için ilginç ve güzel bir deneyim oldu. Çünkü bu alanda ilk defa görev alıyorum. Hepsi çok tatlı, sabahları beni kapıda karşılıyorlar, teker teker sarılıp birbirimize “tere hommikust!” (Estonca günaydın demek) diyoruz. Projem bittiğinde ve evime döndüğüm zaman onları çok özleyeceğim. Müziği ve dans etmeyi çok seviyorlar. Onlarla gün içerisinde müzik dinliyor dans ediyoruz. Boyama, çizim, el işleri, dart, bowling, zekâ geliştirme, top oyunları oynuyoruz ve haftanın belirli günlerinde onlara blok flüt çalıyorum. Bir grup katılımcı şehir merkezinde bulunan el işi atölyesine gidiyor. Bazı günler onları atölyeye ben götürüp getiriyorum.

Estonya hakkında konuşmak gerekirse küçük bir ülke ve şehir nüfusları çok küçük. Doğası mükemmel ve gölleri oldukça fazla. Market fiyatları oldukça uygun. Tallinn ve Tartu dışında şehir içi toplu taşımaları kullanmak ücretsiz. Ben Viljandi şehrinde yaşadığım için toplu taşımayı şehir kartıyla ücretsiz fakat bir defaya mahsus kart ücreti ödüyorsunuz. İnsanlara gelecek olursak, Rus yönetimini yaşamış 40 yaş üstündekiler soğuk ve sertler. Özellikle İngilizce bilmiyorlarsa ve siz Estonca bilmiyorsanız, konuşmaya çalıştığınızda ters cevap alabilirsiniz. Bunu 1-2 kere deneyimledikten sonra alışıyorsunuz. 35 yaş ve altındaki insanlar sert ve soğuk olmuyorlar. Erkek nüfusu oldukça az ama erkekler genel olarak sertler ve kendilerini kaybedecek derece de içmeyi seviyorlar. Yemek kültürlerine gelecek olursak, bambaşka bir kültür sizleri bekliyor olacak. Şimdilik projeme dair anlatacaklarım bu kadar, ilerleyen aylarda yeni blog yazıları ile sizleri bilgilendirmeye devam edeceğim.

Herkese sevgiler…

ESC-108 Estonya Projemizin Gönüllüsü “Çağatay Çay”
Pi Gençlik Derneği

One thought on “Ufku Geniş Tutmak!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.