Merhaba!
Benim adım Angelika Agnieszka Nadzieja Glusiec. Polonyalıyım ama İtalya, Hollanda ve Belçika’da da yaşadım. Şuanda İzmir’de, Türkiye’de, Pi Gençlik Derneğin’de bir yıl boyunca gönüllülük yapacağım. Buraya 2 Eylül’de geldim. Doğum günüm 22 Eylül’deydi, dolayısıyla burada 25. Yaşıma da girmiş oldum.
Bu benim ilk gönüllülük deneyimim değil çünkü 3 yıl boyunca Polonya’da gönüllülük yaptım. Üç yıl boyunca dahil olduğum gönüllü hizmette ”Akademıa Przyszloscı”da bölge koordinatörü olarak görev aldım.
Yurtdışında yaşamak için ülkemden ilk kez ayrıldığımda 19 yaşındaydım. Sicilya’ya gittim ve 2 ay boyunca uluslararası bir projede yer aldım. Bir süre sonra başka bir uluslararası projede yer aldım ve yine 2 aylığına İtalya’ya döndüm. Yani kısacası, yurt dışındaki hayat hikayem böyle başladı.
Türkiye benim yaşadığım beşinci ülke. Bu nasıl oldu ve neden özellikle bu projeyi seçtim?
Şöyle ki, 2023’ün başlarıydı, tam olarak ocak ayı. O zamanlar Amsterdam’da yaşıyordum. Bir akşam odamda tek başıma oturuyordum ve hayatımda bundan sonra ne yapmak istediğimi düşünmeye başladım. Böylece, başka bir ülkede yaşamak ve son yolculuğuma çıkmak istediğime tam bir memnuniyetle karar verdim. Aklıma gelen ilk ve tek ülke Türkiye oldu.
Uzun yıllardır Avrupa Dayanışma Programı’na katılmayı düşünüyordum. Bu yüzden bu iki şeyi birleştirmeye karar verdim. Türkiye’deki projeleri ve Polonya’daki çeşitli kuruluşları aramaya başladım. Bu arada biri İzmir, Türkiye’de diğeri Almanya’da olmak üzere iki projeye kabul edildim. Böylece karar vermek zorlaştı çünkü önümde iki seçenek vardı. Ama sonuçta Türkiye’yi seçtim. Bu çok zordu ama harika bir seçimdi. İlk düşüncem çok iyi bir seçim olduğu yönündeydi.
.
Gönüllülük hakkında; İngilizce konuşma kulübü üzerine bir atölye yürütüyorum. Üç harika grubum var. Türk insanı harika, hoş, arkadaş canlısı ve yardımsever. Onlar ile çalışabildiğim için yürekten mutluyum. Gönüllülük, faaliyet açısından beklentilerimi karşıladı. Genel olarak burada harika insanlarla tanışıyorum. Tabii ki, onları seviyorum.
Buradaki insanlar her yönden harika (öğrencilerim, diğer gönüllüler, ofis çalışanları ve mentorlar tabii ki). Burada yaşayan insanlar sayesinde Türkiye benim en sevdiğim ülke haline geliyor. Ayrıca şehri de çok seviyorum, özellikle de vapurla seyahat etmeyi. Burada çok sevdiğim pek çok şey var. İngilizce konuşma kulübü yönetmeyi gerçekten çok seviyorum çünkü İngilizce öğretirken yaratıcı olabiliyor ve kendi derslerimi yürütebiliyorum.