Merhaba!
Benim adım Victoryia, Pi Gençlik Derneği’nin yeni gönüllüsüyüm. İlk bloğuma kendimle ilgili kısa bir hikayeyle başlamam gerektiğini düşünüyorum. 19 yaşındayım ve Belarusluyum. Son 2 yıldır Polonya’da yaşadım ve okudum. Sonra tüm hayatımı tek bir bavula sığdırıp, Türkiye’ye geldim. Burada 6 ay boyunca yaşayacağım ve çalışacağım. Buradaki her şeyi delicesine seviyorum. Meyveler, deniz ve harika insanlar benim hayalimdi.
Pi Gençlik Derneği’nin bir parçası olmaktan son derece mutluyum. Çünkü etkinlikler düzenlemek benim tutkum. Ondan önce Polonya’da sosyal medya yönetimi ve etkinlik organizasyonları düzenleme işlerinde çalıştım. Fotoğraf ve video çekmek benim hobilerim. İşletme yönetimi üzerine çalışıyorum ve umarım bütün tutkularımı tek bir işte birleştirebilirim. Şu anda diğer gönüllülerle birlikte bir apartman dairesinde yaşıyorum. Hepsi Almanya’dan. Onlar nazik, arkadaş canlısı ve çok yardımseverler. Türkiye’deki ilk haftam çok hızlı geçti. Çok sayıda yeni bilgiler öğrendim, yeni insanlar tanıdım ve yeni maceralar yaşadım. Daha önce hiç bu kadar büyük bir şehirde yaşamamıştım, bu yüzden İzmir’in sonsuz sayıda ilçesinde ve sokaklarında hala kaybolabilirim.
Türkiye’nin çok lezzetli yemekleri var, bu yüzden zaten bir spor salonuna kaydolmayı düşünüyorum. Neredeyse bir aydır Türkiye’deyim. Bir ay boyunca İzmir’e tamamen alıştım, Türkçe öğrenmeye başladım ve zaten kendi başıma bir şeyler sipariş edebiliyor veya satın alabiliyorum. Yeni arkadaşlar edindim, seyahat etmeyi başardım, boş zamanlarımı eğlenceli ve ilginç bir şekilde geçiriyorum ve ayrıca haritasız olarak şehri az da olsa gezebiliyorum. Dürüst olmak gerekirse, Türk halkının duyarlılığına ve samimiyetine hala hayran kaldım, çünkü Avrupa’da tamamen farklıydı. Burada herkes, hiç İngilizce bilmese bile, konuşmaya, yardım etmeye veya bir şeyler önermeye çalışıyor. Bu arada, İngilizce konuşan az sayıda insan başlangıçta benim için bir sorundu, ancak zamanla Türkçe ‘ye hızla adapte oldum ve bana öyle geliyor ki, bu dili daha hızlı öğrenmenin başka bir yolu.
Bu ay aynı anda üç yeni yeri ziyaret ettim: İstanbul, Bursa ve Çeşme. En Büyük pişmanlığım, yağmur yağarken şehirleri ziyaret etmemdi, bu yüzden seyahatimin yarısında hastalandım. Bu şehirler kendileri hakkında iyi bir izlenim bıraktılar ama ben yine de İzmir’i daha çok seviyorum. Ve eğer şimdi bir yere taşınmam teklif edilseydi, o zaman herhangi bir tercihte bulanamazdım. Gönüllü faaliyetlerime gelince, hali hazırda atölye çalışmaları yapıyorum ve sizi orada görmekten mutluluk duyacağım! Aslında, Pi Gençlik Derneği’nde çalışmaktan mutluyum. Çok arkadaş canlısı bir ekip var, herkes birbirine yardım ediyor ve destekliyor. Ofis işinin bana göre olmadığını düşünürdüm, ama fikrimi değiştirdim. Bir aydır ofise geliyorum ve hiç pişman değilim. Genel olarak, hayatım tüm hızıyla devam ediyor. İş, çalışma ve özel hayatı birleştirmek çok zor, ama yine de mümkün. Umarım yaz aylarında daha fazla boş zamanım olur, çünkü yüzmeyi severim ve zamanımı sahilde geçirmek isterim. Mutlu günler dilerim ve okuduğunuz için de teşekkürler.