Merhaba! Türkiye’deki gönüllülük deneyimimle ilgili ikinci blog yazıma hoş geldiniz. İlk yazımı yazmamın üzerinden birkaç ay geçti ve bu süre zarfında çok şey değişti. Artık gönüllülük yolculuğumun yarısına geldim ve zamanın nasıl hızla akıp geçtiğine inanmak zor. Ancak, bu süre içinde hem faaliyetlere alıştım hem de deneyimden çok şey öğrendim.
Bu yolculuk, kendim hakkında daha fazla şey keşfetmemi sağladı ve hem kişisel hem de profesyonel anlamda beni geliştirdi. Zorluklarla karşılaşmanın, adapte olmanın ve her durumdan bir şeyler öğrenmenin değerini daha iyi anladım. Bu yazıda, Pi Gençlik Derneği’ndeki gönüllülüğüm, İzmir’deki yaşamım ve keşfettiğim yeni yerler hakkında detayları paylaşırken, bu deneyimin bakış açımı nasıl şekillendirdiği üzerine de düşündüklerimi aktarmak istiyorum.


Atölye Çalışmalarım
Zamanla kendime olan güvenim arttığı için atölye çalışmalarını artık daha rahat bir şekilde yürütüyorum. Çoğu faaliyet alıştığım bir düzene oturdu ve her şey daha doğal gelmeye başladı. İlk aylara kıyasla ne kadar ilerleme kaydettiğimi görmek beni motive ediyor.
En keyif aldığım çalışmalar, mülteci merkezinde yaptığım etkinlikler olmaya devam ediyor. Oradaki insanlarla kurduğum bağlar her geçen gün güçleniyor ve daha anlamlı hale geliyor. Bu bağların derinleştiğini hissetmek, yaptığım işin ne kadar değerli olduğunu bir kez daha hatırlatıyor.
Aralık ayı ise yeni faaliyetlerle birlikte hayatıma farklı bir dinamizm getirdi. Özellikle küçük çocuklarla çalışmaya başlamak beni yeniden canlandırdı. Çocukların spontane enerjisi ve kaygısız anları, eğlencenin bazen planlı programlar olmadan da mümkün olduğunu hatırlattı. Bu, benim için özgürleştirici bir deneyim oldu; planlara bağlı kalmadan, anın tadını çıkarmanın keyfine vardım.
İzmir’deki Yaşamım
İzmir’deki hayatım, birkaç ay öncesine göre çok daha yoğun hale geldi. Daha fazla sorumluluk, etkinlikler ve sosyal hayat derken günlerim dolu dolu geçiyor. Yeni insanlarla tanışıyorum ve bu süreçte karşılaştığım her kişi için ne kadar şanslı olduğumu fark ediyorum. Her bir sohbet, paylaşılan bakış açıları ve anlamlı etkileşimler, bu deneyimi daha da özel kılıyor.
Elbette, sosyal etkileşimler bazen beni derin düşüncelere de yönlendiriyor. Karşılaştığım zorluklar ve belirsizlikler, bu deneyimin gelecekte beni nasıl şekillendireceği konusunda düşünmeme sebep oluyor. Neyse ki, böyle anlarda çevremdeki insanların desteği bana güç veriyor ve bu düşüncelerle tek başıma mücadele etmek zorunda olmadığımı hatırlatıyor.


Yeni Yerleri Keşfetmek
Birkaç hafta önce, İzmir’deki bazı ESC gönüllüleriyle birlikte Türkiye’nin güneydoğusuna bir seyahat gerçekleştirdik. Gaziantep, Mardin ve Diyarbakır’ı ziyaret ederek burada düzenlenen bir eğitime katıldık. Bu seyahat benim için hem kültürel hem de kişisel anlamda unutulmaz bir deneyim oldu.
Bu şehirler, Türkiye’nin farklı bölgelerindeki zengin çeşitliliği görmemi sağladı. Diyarbakır’ın enerjisi ve farklılıkları beni özellikle etkiledi. Yeni yerler keşfetmek, yalnızca bir seyahatten ibaret değil; aynı zamanda kendi seçimlerimi ve dünyaya bakışımı sorgulama fırsatı sundu. Her yeni yer, her yeni insan, bana kendimi ve etrafımdakileri farklı bir açıdan görme imkânı sunuyor.
Aynı zamanda, keşiflerden sonra tanıdık bir ortama dönmek ve sahip olduklarımın değerini bilmek de bana huzur veriyor. Nereye gidersem gideyim ya da neyle karşılaşırsam karşılaşayım, en iyi şekilde deneyimlemek ve elimden gelenin en iyisini yapmak benim için her zaman öncelikli oluyor.
İleriye Dönük
Bu deneyim, beni her anlamda dönüştürüyor. Zorluklarla karşılaşmak her ne kadar zorlayıcı olsa da, bu süreçte öğrendiğim her şey beni daha bilinçli ve açık fikirli biri yapıyor. Henüz önümde neler olduğunu tam olarak bilmiyorum, ancak bu gönüllülük sürecinin beni henüz fark edemediğim şekillerde geliştirdiğinden eminim.
Artık hayatıma daha geniş bir perspektiften bakabiliyor ve olasılıklara daha açık bir şekilde yaklaşıyorum. Bu yolculuk, benim için yalnızca bir gönüllülük deneyimi değil, aynı zamanda kendimi ve dünyayı yeniden keşfetme fırsatı oldu.
Bu blog yazısını okuyarak benimle bu yolculuğu paylaştığınız için teşekkür ederim. Umarım bu deneyimler, sizlere de farklı yollar keşfetme ve büyüme cesareti verir. Bir sonraki yazımda görüşmek üzere!