Türkiye’de gönüllü olarak geçirdiğim hayatımla ilgili ikinci blog yazıma hoş geldiniz. Son iki ay, uyum sağlama ve büyüme dönemi oldu. İlk blog yazımdan bu yana, İzmir’de Pi Gençlik Derneği’ndeki gönüllülük rolüme daha fazla alıştım. Bu yazıda, çalışmalarımın nasıl ilerlediğini, Güneydoğu’ya yaptığım bir seyahatin bana ülkeye dair nasıl yeni bir bakış açısı kazandırdığını ve buradaki günlük hayatın nasıl şekillendiğini anlatacağım.

Son blog yazımı yazdığım gün dün gibi aklımda – günler ve haftalar çok hızlı geçiyor. Geçtiğimiz haftalar aynı anda hem heyecan verici hem de zorlayıcıydı. Hayatımda ilk kez gıda zehirlenmesi yaşadım ve bu tatsız bir sürpriz oldu. Özellikle de geçtiğimiz haftalarda iki kez olduğu için bundan sonra biraz daha dikkatli olacağım.

Merhaba!Adım Manon, Fransız’ım ve 22 yaşındayım. Yakın zamanda Tasarım alanında lisans derecemi tamamladım ancak bundan sonra ne yapacağımdan emin değildim. İşte o zaman ESC programını keşfettim. Pi Gençlik Derneği’nin misyonuyla karşılaştım ve vizyon ve hedeflerinden etkilendim ve başvurmaya karar verdim.

Merhaba!Adım Yann, 23 yaşındayım ve Rennes, Fransa’dan geliyorum. Son iki aydır, modernlik ve geleneğin uyum içinde buluştuğu bir şehir olan İzmir’de Erasmus gönüllüsü olarak zenginleştirici ve ufuk açıcı bir deneyim yaşıyorum. Pazarlama alanında yüksek lisansımı tamamladıktan sonra uluslararası bir projede yer almak istiyordum ve zengin kültürü ve sıcakkanlı insanlarıyla beni uzun zamandır büyüleyen Türkiye mükemmel bir seçim gibi görünüyordu.