MATTHEYS KÖŞKÜ
Eskiden ortaokulda sanırım Türkçe dersinde, öğretmenimiz bize küçük bir halı motifi yaptırmıştı. Küçük tahtalara çivileri monte ettirir ve düğümler atarak ufak halılar çıkartırdık. Bu kadar küçük düğümlerden çıkan devasa halılar o zaman bizi etkilemişti. El dokuma halıları bizim için eski bir işten ziyade bir sanat. Bu nedenle size Mattheys Köşkü ve içindeki Arkas Sanat Bornova’nın “16.-19. Yüzyıl Anadolu Halıları” sergisinden de bahsetmek istiyoruz.
Arkas Holding, bu köşkü ve sergiyi “geçmişimizi hatırlamak” vizyonuyla açtığını vurguluyor ve Cumhuriyet’in 100. Yılına atıfta bulunuyor. Bunun en önemli sebebi, Mattheys Köşkü’nün o dönemki sahibi Hortense Wood’un bu köşkte Atatürk’ü ağırlamış olması ve bu çatı altında Wood’un kendi deyimiyle Cumhuriyet’in geleceğinin konuşulmuş olması olarak belirtiliyor. Tarihi önemiyle birlikte köşke geldiğimizde bizi karşılayan estetik kapısı, özenle düzenlenen bahçesi ve köşkün mimarisi bizi hayran bıraktı. İçerideki serginin yanı sıra, bizim gibi bahçede uzun saatler geçirmek isteyeceğinize eminiz. Biz daha sergiyi gezmeden “arada bu köşkün bahçesinde vakit geçirmeye gelip oturmalıyız” diye düşündük. Özellikle küçük dekoratif bahçe havuzunun içindeki heykeltraş bizi oldukça etkiledi. Orada oturup heykeli seyrederken gelen rahatlatıcı su sesleri, heykel hakkında bizi birçok senaryoya ve hikayeye sürükledi. Ayrıca köşkün bahçesindeki cafe, sadece bahçesi için gelmek için harika bir fırsat sunuyor. Köşkün bahçesinin düzeni oldukça etkileyici detaylara sahip. Bulunan mini golf sahaları da buna bir örnek. Aynı zamanda köşkün bahçesinde bulunan minyatür köşkler, bizlere asla unutmamamız gereken Bornova köşklerini hatırlatıp tanıtıyor. Köşkün restorasyon çalışmalarının başında Arkas Sanat Danışmanı ve aynı zamanda Arkas’ın tüm mimari restorasyon çalışmalarını yürüten Mimar Niko Filidis bulunuyor. Niko Filidis, 2015 yılında başlayan restorasyonda köşkün aslına uygun bir şekilde yeniden hayata geçirilmesine ve Bornova köşklerine uygun bir yapı olarak sunulmasına özen gösterdiklerini belirtiyor. Biz en büyük özenin de köşkün bahçesine gösterdiklerini fark ettik.
Gezimizde Mattheys Bahçeleri’nin önemli bir rolü olduğunu öğrendik. Özenli bahçeler, Bornova köşklerinde en az yapının kendisi kadar önemliymiş. Mattheys Köşkü’nün de bu noktada en belirgin özelliği, mor salkımlı leylak çiçekleriyle sarıp sarmalanan, güzelliğiyle ünlü kemerli ana giriş kapısıydı. Bahçe kapısından girdiğimizde köşke doğru iki yanı ağaçlı bir yol uzanıyordu. Bahçenin simgesel ağaçlarından olan çınar ağacı ve pek çok ağacın korunmasına özen gösterildiği çok belliydi. Bina kısmına gelecek olursak, binanın pembeye kaçan renk tonu, köşelerindeki işlemeler, iki yanındaki çiçek saksıları ve tam giriş kapısının önündeki özenle işlenmiş çelik çan oldukça büyüleyiciydi.
“16.-19. Yüzyıl Anadolu Halıları” Sergisi, köşkün mimarisi ve bahçesinden büyülenerek geçtikten sonra köşkün içindeki sergiye geliyoruz. Biz sergiyi gezmeden önce büyüleyici iç mimarisini inceledik. Daha sonrasında sergiden önce içerdeki bir odaya girip Anadolu halılarıyla ilgili tanıtıcı bir belgesel izledik. Belgesel, çok güzeldi izlemekten keyif aldık. Bizi Anadolu’ya götüren kayıtlar ve röportajlar içeriyordu. Bu anlamda izlediğimiz süre verimliydi. Köşkün içinde özellikle Batı Anadolu halıcılığının dünyaya tanıtılmasındaki katkılarını aktarmak amacıyla Arkas Halı Koleksiyonu’ndan birbirinden değerli halılardan oluşan bir seçki sergileniyor. Dünyanın sayılı koleksiyonları arasında yer alan Arkas Koleksiyonu’ndan derlenen seçkide, Batı ve Orta Anadolu’da, Uşak, Çanakkale, Bergama, Konya, Karapınar, Akhisar, Gördes, Kula, Milas yörelerinde 16. ve 19. yüzyıllar arasında üretilmiş Anadolu Halılarını gördük.
Sergi, her odada ayrı bir bölge ve döneme ait el dokuma halılarından oluşuyor. Gezerken hem o dönemlere gittik hem de her bölgenin desen işleyişini ve kültürünü yorumlamaya çalıştık. Arkas Holding Yönetim Kurulu Başkanı Lucien Arkas’ın ailesinden kalan halıları, kendisinin 90’lı yıllardan itibaren aldığı antika halılarla zenginleştirerek oluşturduğu bu harika koleksiyonu gezerken halı dokuma sanatına olan hayranlığımız bir kez daha arttı. 75 parçadan oluşan koleksiyondaki Bizans, Selçuklu, Timur ve Safevi unsurlarının Anadolu’nun yerel gelenekleriyle eşsiz bir harmanını yansıtan bu el halıları, zamanında Osmanlı Sarayları’nda kullanılmış, Batı ülkelerinde hayranlık uyandırmış ve Batılı sanatçıların tablolarında kullanılmış. Özellikle Uşak ve çevresinde dokunan halılar, İzmir limanından Avrupa’ya ulaşmış. Sergide halıların künyesinde bulunan barkodlar sayesinde her bir halıyla ilgili ayrıntılı bilgi edinebilmemiz bizi memnun etti.
Böyle bir serginin ve köşkün birlikte açılması ayrıca çok anlamlı. Lucien Arkas’ın İzmir’i bir sanat şehri yapma arzusuna biz de kesinlikle katılıyoruz. İzmir’e “sanat” çok yakışıyor ve bu yakışma da devam etmeli. Mattheys Köşkü, Arkas Sanat Bornova’da süresiz olarak sergilenecek olan bu sergi üç yılda bir güncellenecekmiş. İzmir’deyseniz ya da yolunuz İzmir’e düşerse, mutlaka ziyaret etmenizi öneriyoruz.
Sevgilerle.
Damla A./Ece K.