İzmir’deki hayat çok iyi gidiyor. Burada kendimi giderek daha fazla evimde gibi hissediyorum. Aslında, bir haftalığına İtalya’ya döndüğümde, Türkiye’den kazandığım bazı alışkanlıkların bana normal gelmeye başladığını fark ettim ve onları özlediğimi hissettim. Bu deneyim, hem kendimi hem de dünyayı daha iyi tanımama yardımcı oluyor. Türkiye, İtalya’ya çok uzak olmasa da kültür açısından oldukça farklı.

Birçok açıdan Akdeniz köklerimiz sayesinde birbirimize benziyoruz. Her gün insanlar sokakta, otobüs durağında ya da restoranlarda yanıma gelip benimle Türkçe konuşuyor. Ben ise her seferinde şu cümleyle başlıyorum: “Türkçe bilmiyorum.” Onlar da bana, “Evet biliyorsun, çünkü bunu söyledin.” diyor. Tamamen haksız sayılmazlar; Türkçem gün geçtikçe ilerliyor ama yine de biriyle sohbet edecek seviyede değilim. İnsanlar genelde Türk gibi göründüğümü söylüyor ama onlara İtalyan olduğumu söylediğimde hep şaşırıyorlar. Bu durum, şehirde dolaşırken kimsenin beni yabancı olarak görmediği gerçeğini düşündürüyor. Herkes beni bir yerli sanıyor. Bu, ilginç bir his çünkü bana şehre karışma ve hayatı bir yerli gibi deneyimleme fırsatı veriyor. Aynı zamanda kimlik ve insanların dış görünüşe dayalı algıları üzerine de düşünmeme sebep oluyor.

Gönüllülük deneyimim beni çok geliştiriyor. Daha genç gönüllülere kıyasla bu deneyim benim için biraz farklı çünkü daha önce birçok yere seyahat ettim ve çalıştım. Beni şaşırtan ve heyecanlandıran şeyler farklı olsa da her gün onları keşfetmek çok güzel. Gönüllülük, normal işimden çok farklı olsa da geleceğim hakkında düşünmemi sağladı. Kısa gönüllülük deneyimlerine, özellikle de çocuklarla birlikte çalışmaya, dünyanın dört bir yanında devam etmek istediğimi fark ettim.

İzmir’de yaşamak, farklı kültürlerden insanlarla yeni ilişkiler ve dostluklar kurmama da olanak sağladı. Beni sıcacık karşılayan yerel insanlarla ve bu yolculuğu paylaştığım diğer uluslararası gönüllülerle tanıştım. Bu bağlar, deneyimimi daha da anlamlı hale getiriyor. Her sohbet, paylaşılan her yemek ve keşfettiğim her yeni yer, hem dünyayı hem de kendimi daha iyi anlamama katkı sağlıyor.

Bu yolculuk, sadece yeni bir ülkeyi keşfetmekle ilgili değil aynı zamanda kişisel bir gelişim süreci. Yeni bir ortama uyum sağlamak, yeni bir dil öğrenmek ve farklı gelenekleri benimsemek beni daha açık fikirli ve esnek biri yaptı. Bu fırsat için çok minnettarım ve İzmir’deki maceramda beni nelerin beklediğini görmek için sabırsızlanıyorum.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.