Ne kadar çok şeyin değiştiğini fark etmek inanılmaz—ne kadar büyüdüğümü ve İzmir’deki deneyimimle ne kadar derin bir bağ kurduğumu görmek… Bir zamanlar yabancı ve belirsiz gelen her şey artık evimdeymişim gibi hissettiriyor ve bu yolculuk bana dersler vermeye devam ediyor.

Fark ettiğim en büyük değişikliklerden biri, Türkçe konuşurken ne kadar rahat hissettiğim. Eskiden çaba gerektiren sohbetler artık doğal bir şekilde akıyor ve kendimi bu dilde ifade etmekten gerçekten keyif alıyorum. İster arkadaşlarla sohbet ederken ister pazarlık yaparken ister yerel halkla hikâyeler paylaşırken olsun, Türkçe konuşmak benim için artık bir mutluluk ve bağ kurma aracı haline geldi!

Seyahat etmek, deneyimimin önemli bir parçası olmaya devam ediyor. Son paylaşımımdan bu yana arkadaşlarımla Urla ve Şirince’yi ziyaret ettim; her ikisi de güzel manzaralar sunan ve şehirden huzurlu bir kaçış sağlayan yerlerdi. Ayrıca bir hafta boyunca evim olan Almanya’ya geri döndüm. Tanıdık yerleri ve insanları tekrar görmek bana iyi geldi ve İzmir’e yenilenmiş bir enerjiyle döndüm! 🙂

Geçtiğimiz ayların en unutulmaz anlarından biri de en yakın arkadaşlarımın aralık ayında beni ziyarete gelmesiydi. Diğer gönüllülerin çoğu Noel’i kutlamak için evlerine dönerken ben yanımda arkadaşlarım olduğu için çok şanslıydım. Onların ziyareti sayesinde tatil dönemi benim için özel geçti ve hiç yalnız hissetmedim. Bunun yerine, birlikte harika anılar yarattık. Şehri keşfettik ve sadece birbirimizin keyfini çıkardık.

Seyahat etmenin ve yeniden bağ kurmanın ötesinde yeni aktivitelere de yöneldim. Dışarıda bolca futbol oynadım ve oyunun getirdiği basit heyecanı ve takım ruhunu hissetmekten keyif aldım. Ancak en anlamlı deneyimlerden biri bir aşevinde gönüllü olarak çalışmaktı—çorba hazırlamaya yardımcı olmak ve ardından ihtiyacı olan insanlara dağıtmak. Bu küçük iyilik hareketi bana topluluğun ve nezaketin gücünü hatırlattı ve bu aktiviteye kesinlikle devam edeceğim!

Geriye dönüp baktığımda, bu altı ayın beni hiç beklemediğim şekillerde değiştirdiğini görüyorum. Belirsizliği kucaklamayı, yeteneklerime güvenmeyi ve bilinmeyenin içinde kendime güven bulmayı öğrendim. Bir zamanlar gözümü korkutan zorluklar artık büyümek için birer fırsat gibi görünüyor. Ailem gibi hissettiren dostluklar kurdum. Anlamlı projelere kendimi adadım ve artık bana evim gibi gelen bu şehirde kendi ritmimi buldum.

İlerledikçe, bu yolculuğun bende büyük bir etki bıraktığını biliyorum. Her deneyimle, dersle ve bağlantıyla büyümeye devam ediyorum. Bu sadece bir macera değil; sonsuza dek yanımda taşıyacağım hayatımın bir bölümü.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.